1 Ekim 2022 Cumartesi

Ait Olamayan O Kişi

Hiçbir yere ait olmayan o kişi
Hiçbir yere ait olmayan onlarca kişiyi benimser
Benimsedi.
Az biraz dursa belki nefes akışını hissedebilirdi
Durmadı.
Kafayı bozdu.
Kendiyle ve birileriyle.
Sanatsal bir kafa bozması vardı. Aidiyet duygusu olmayınca nefesini bile farkedemiyordu.
Hem bu yeni başlamamıştı. 
Küçükken de böyleydi. Otoriteye karşı çıkmasıyla bilinirdi.
Biraz başına buyduk. Fazlaca burnunun dikine bir navigasyonla yaşardı. Bu kadın asla akıllanmayacaktı.

Büyüdü. 
Bok vardı çünkü.

Onun otoriteyle savaşı ve başkaldırıları asla bitmedi, üstelik artarak devam etti...
Bu kız artık hayal aleminde yaşıyordu. 
Ne otorite olabiliyor ne de otoriteyle kalabiliyordu. Birşeyler başarabilse oh ne ala mualla.
Ama başarısı da yoktu.
Tabii kendine göre.
Neyi başarı olarak algıladığımıza bağlı değil mi bazı şeyler.

Bağımlılıklarını evladın gibi benimsersen başarılarını da göremezsin. Başkalarının görmesini beklersin ancak. 
Tabii körler ülkesinde gözün açık olsa da sana otorite yaparlar korkusuyla gören gözlerini bağlamazsan.
Herşey çok karmaşıklaştı. Kendi kontrolünü kaybetmeyi bırak başkalarıyla irtibati da kalmamıştı.

Mesela sahte dostluklar istiyordu.
Hani "gerçekçi düşmanım olsun sahte dostum olmasın" laga lugalari var ya
Bu kız öyle değildi işte 
Dostun sahtesini gerçekçi düşmana tercih edecek durumdaydı. Çünkü artık ne doğru ne yanlış belli değildi. Kafası karma karışıktı. 
Kendini yavaş yavaş öldürürken soyutlanmayla başladı. Kendini yavaş yavaş öldürecek ve bir daha ruhunun ait olduğu bedende var olmayacaktı. Bu bedenden tiksiniyordu.

25 Eylül 2022 Pazar

HATUN KİŞİ

Hiçbir yere ait olmayan o kişi
Hiçbir yere ait olmayan onlarca kişiyi benimserdi.
Benimsedi.
Az biraz dursa belki nefes akışını hissedebilirdi
Durmadı.
Kafayı bozdu.
Kendiyle ve birileriyle.

Sanatsal bir kafa bozması vardı. Aidiyet duygusu olmayınca nefesini bile farkedemiyordu.
Hem bu yeni başlamamıştı. Küçükken de böyleydi. Otoriteye karşı çıkmasıyla bilinirdi.
Biraz başına buyruk. Fazlaca burnunun dikine bir navigasyonla yaşardı. Bu kadın asla akıllanmayacakti.

Büyüdü. 
Bok vardı çünkü.
O otoriteyle savaşı ve başkaldırıları asla bitmedi, üstelik artarak devam etti.

Bu kız artik hayal aleminde yaşıyordu. Ne otorite olabiliyor ne de otoriteyle kalabiliyordu. Birşeyler başarabilse, oh ne ala mualla...

Ama başarısı da yoktu.
Tabii kendine göre.

Neyi basari olarak algıladığımıza bağlı değil mi bazı şeyler...

Bağımlılıklarını evladın gibi benimsersen başarılarını da göremezsin. Başkalarının görmesini beklersin ancak. 
Tabii körler ülkesinde gözün açık olsa da sana otorite yaparlar korkusuyla gören gözlerini bağlamazsan.
Herşey cok karmaşıklaştı. Kendi kontrolünü kaybetmeyi bırak başkalarıyla irtibatı da kalmamıştı.

Mesela sahte dostluklar istiyordu.
Hani gerçekçi düşmanım olsun sahte dostum olmasın laga lugalari var ya
Bu kız oyle değildi işte.
 
Dostun sahtesini gerçekçi düşmana tercih edecek durumdaydı. Çünkü artık ne doğru ne yanlış belli değildi. Kafası karma karışıktı.

Kendini yavaş yavaş öldürürken soyutlanmaya başladı. Kendini yavaş yavaş öldürecek ve bir daha ruhunun ait oldugu bedende var olmayacaktı. Bu bedenden tiksiniyordu hatun kişi.

11 Eylül 2022 Pazar

Dolunay gecesi

Hayatımın hiç bir şeyi umursamayan noktasınddayım
İki ileri hiç geri
Dolunay gecesinin yasını tutuyorum
Ay tamamlandı
Ben bir şeyler saklıyorum
Sakladıklarımı da umursamayarak
Güneşe doğru iki ileri aya doğru hiç geri

Tahmin edemezdin tahammül etmesen
Vicdanının bağcıkları çözüldü
Takılıp düşmeden
Vicdanına kulak as
Topla manzarayı
Gidecek yolumuz var
Bu vicdanla senle ben
Yarı yolda hiç aşama alamayız
En fazla kullandığın bu insan makinan, ruh robotun
Seni gerilerde saklamaya kalkışabilir
Sakla samanı gelmese de zamanı
Çürümez ki ot bitmeyen yerde saklanan
Ne nem alır ne güneş
Saklama koşulları beşte beş

Transa geçmiş bir toplulukta
Uyanışa ön ayak olmaya cesaret yok
Durup katlanmaya
Katlanıp yaşamaya
Halin yok.

Bende bir şey buldum
Ben birşeyler unuttum
Bulduklarım unuttuklarıma
Ters düşer nitelikte
İlham perilerim tecavüz sonrası
Travmatiklikle birlikte
Birbirlerinden haberi var dokuz müzler sessiz
Anlam arayışı boş bu periler kimsesiz. 

5 Ağustos 2022 Cuma

Döngü

Bir topluluk içinde bir kişi hata yaptığında tek hata yapan o kişiymiş gibi davranılıyor. Sözle olmasa bile gözle, mimikle.

Sonra başkasına gelinceye kadar hata sırası, o kişinin kendine güvensizliğinden faydalanarak, onu karanlık dehlizlere sürüklüyorlar. 
Başkasına gelen hata sırası kendini gösterdiğinde ise karanlık dehlizlerdeki kişi rahatlıyor. Bu rahatlama kaç uykusuz geceye ve kaç bunalıma mâl oluyor dersiniz?

Yeni hataya sahip kişi aynı karanlık dehlizlerden geçerken yine aynı manipülasyon ve tavırlarla yönlendiriliyor. 

Şimdi durum şu ki, herkesin başına aynı şeylerin geleceğini hesap etmek gerekir. İnsani yönlerimiz çok fazla kırılma noktası yaşarken yaşam içerisinde, ahlâki ve insani yönümüzden ödün vermemeliyiz. 
Şayet verdiysek aynı şeyi yaşadığımızda 
-ki yaşayacağız- işte o zaman kendimizi kurmanın ya da yeni nefret arayışlarının anlamı kalmayacak. 

Hatamızı anlamadığımız sürece bu bir döngü ve dönüp duracak.
Bir Şaman öğretisinin de dediği gibi; Ders biz öğrenene kadar devam edecek. 

19 Şubat 2022 Cumartesi

İnansam

Bir kuş gelse herşeyin geçeceğini söylese...
Konuşmasının mucizevi olduğunu düşünsem, inansam...

Bir karınca emeklerimden bahsetse,
Kimse duymasa, ben duysam
Konuşmasının mucizevi olduğunu düşünsem, 
Anlatabilsem, anlatsam...

Bir eşek benimle arkadaş olsa, yük altında kalmanın ne demek olduğuyla ilgili konuşsak, dertleşsek... 
Konuşmasının mucizevi olduğunu düşünsem, 
Anlasam, anlatsam... 

Bir balık benimle nefes alsa
Nefesini oksijenden bağımsız hissetsem
Bana, nefes aldıkça herşeyin geçeceğini söylese
Konuşmasının mucizevi olduğunu düşünsem, 
Nefeslensem, inansam... 

Bir at benimle koşsa
Karanlıktan kaçarcasına
Bana geleceğin aydınlık olduğunu söylese
"hadi!" dese
Konuşmasının mucizevi olduğunu düşünsem, 
Koşsam, koşsam... 

Gerçek bir akıl hastası benimle ilgilense
Anlatsa aydınlansam. 

Bir derviş bana kıssa anlatsa
İbret alsam, hayal kursam. 

İnançsız birinden deyişler duysam
İnanandan hoşgörü görsem
Mutlaka bir gerçeklik olduğuna
İnansam, inansam... 

13 Şubat 2022 Pazar

Karmaşa Grupları

Düşeni kaldırmak için düşsün diye gözünün içine bakıyorlar, bazende düşürüyorlar kaldırdım demek için.

Düz yolda yamuk olunmayı kalıba sığdırıyorlar, "yamuk" demek için. Belki de biraz ötelemek ve ötekileştirmek için.

Kendi kurallarının dinamiği sağlam olmadığı için temel kuralların, devlet ya da toplum tarafından dayatıldığının farkında bile değiller. 

Tarif ve arif farkına kapalı kendinden bi haber karmaşa grupları. 

İlham almak ve taklit etmek farkına asla hakim değil, karmaşa grupları. 

Sürü olduklarını sosyal mecrada birbiri ardına paylaşım yaparken bile anlamıyorlar, karmaşa grupları. 

Delirmenin tanımı kültür kadar geniş, içinden gelmeyene de hakim değil karmaşa grupları. 

Kendi çıkarına duygu yüklemesinden, empatiden yoksun yine bir şeylerin peşinde karmaşa grupları. 

Bir tek kalıp kelime ile yaftaya meyilli, insanın multi bir canlı olduğundan bi haber karmaşa grupları. 

Döngü ve denge, ritüel ve inanç, kayıp ve saklanbaç... 

Düşünen insan olmayı azımsayan, yönelmeleri kişiye tabi karmaşa grupları. 

Hicvi eskittim, daha yumuşak yazıyorum artık. Temel seviyede ve daha basit dilde. Bunu da anlar mı ki? Karmaşa grupları... 

16 Ocak 2022 Pazar

Farkındalık1

Gitmeden önce değerini bilmeli insan, 
Yok olmadan önce hayatına kattıklarını anlamalı... 
Gitmeden önce derken;
Basitleşmiş bir aşk ya da toksik insan ilişkileri değil mesele. 
Mesele; anlam arayışı içindeyken anlamını bulmalı
Anlamına yüklenerek, manaya meraklanmalı. 
İlham perilerim saçma sapan yerde üşüştüler yine tepeme! 
Mesele neymiş? 
Neymiş mesele?
"Anlam arayışına yoğunlaştığın hayatta manayı kaçırma" imiş
Meseleye bakış açımı açtıkça açtı bu periler!
Şöylelemesine geniş bir alan bahşettiler,
Sıkıldı içim, daraldı ruhum,
Gidin başımdan! Demek istedim... 
Bu hayat sadece benim mi? 
Gidin başımdan! 
Sizler benim farkındalığımı o kadar geliştirdiniz ki... 
Tertemiz, farkındalıksız, ruhsuz bireylerin arasında böyle nasıl yaşayacağım?
"Topluma uyum sağla" normlar, bişeyler... 
Ben böyle kendimle nasıl başa çıkacağım? 
Herşeyi biliyorum ve herşeyi hissediyorum... 
Var olma dürtüm, anlam arayışım ve bu dokuz müzler.
Beni aldılar ellerine,
Ordan oraya, burdan buraya
Masa tenisi şeysi.
Yazıklar olsun bana!
Çok anlamlı bir hayata direniyorum.
Ve iyi ki varım ben!
Bu kadar farkındalığa rağmen, 
Bu toplumla beraber hala yaşıyorum... 

9 Ocak 2022 Pazar

Ait Değilim

Ne ordayım ne burda
Ne şairim ne yazar
Ne okurum ne cahil
Ne bilirim ne bilmem
Bir şeylere emek verir
Hiç bir zaman "tam oldum" demem

Kırık bir sandalyeyi sabit tutan kağıt parçası
Ya da bardağı taşıran son damla olabilirim
İsteyeni alıp burdan Mars'a götürebilirim
Bazen gevezelik yapar, bazen de bilgilerimi paylaşabilirim

Ben buyum. 
Ben hiç bir yere, zamana ya da ideolojiye ait değilim

Kahve içerken dert dinleyebilir
Kaydadeğer birilerine kulak asmayabilirim
Kendi dinamiğini hiç bir şeye ait olmamak üzere kuran biriyim

Hiç bir yere ait değilim
Hiç bir zamana kanıt değilim
Hiç bir şeyim ben
Aynı zamanda her şey. 

Ait olmama duygumu coşturan, herşey olduğuma dair inancım. 
Her şey olduğum için hiç bir şey olamam. 
Hiç bir yere ait olmadığım için kimsenin her şeyi olamam. 
Anne karnında kulağıma işlenen kurana saygısızlık yapmadığım gibi
Yoga eğitimlerine heveslenirim. 
Kardan adam yapmaya heyecanlandığım gibi
Lao Tzu okurken "yola" saygı duyabilirim. 

Her şeyden biraz varım
Hiç bir şeyden tam yokum. 
Kararlarım kesindir. 
Gevezeliğine de konuşurum. 

Kalıplaşamam. 
Kalıba sokulmaya dayanamam. 
Panik atak gelir. 
Parça almayı severim, parçalanamam. 
Kendimle bütünlerim, "yol" gelir. 


9 Kasım 2021 Salı

SESSİZ KALIYORUM

Sessiz kalıyorum.

Çünkü;

Benim hakkımdaki fikirlerin tamamen senin düşüncelerin ve bu konu beni ilgilendirmiyor. 

Çünkü;

Ne olduğuma senin kara vermen beni etkilemiyor, burnumun dikiyle aram iyi. 

Çünkü;

Gidebildiğim kadarını giderim gidemediğim yerde kalırım. Bu benimle ilgili. 

Çünkü;

Sen beni övdün diye şahlanmadım. Ya da beni yerdin diye kaybetmedim.

Gibi bir şeyler karaladım yine gün ortasında. İlham perilerim uykuda. Mantık çerçevem isyanda.
Kurduğum cümlelerdeki "sen" kişisi tekil değil. "siz" de olabilirdi. "sen" demeyi tercih ettim. 
Sen bana bakma. 
Kendine bakmak konulu meşguliyetini de azaltma.
Kendini öv artık ya da yen kendini bir çırpıda. Övgülerle yendim zannedip, yergilerle kaybettim sanma. 
Dediğim gibi. 
Birilerinin dedikleri,birileriyle ilgili. 

20 Ekim 2021 Çarşamba

Dişliler ve dişleri

Çoğu insana gerek doğası gereği gerekse öğretilen, canı yandığında yakmaktı.

Anneme o kadar kızıyorum ki...
Bize canımız yandığında susmayı ve zarar vermemeyi öğretti.
Bu canilerin o kadar işine geldi ki.
Ses çıkarmamayı meşrulaştırıp İsa örneğiyle devam ettiler. "Bi yanağına vururlarsa diğerini çevir." 
Çünkü tetikte olma ki biz yaşayalım sen var olmadan öl ya da ayağımıza takılmadan yaşa. "Az ötede oyna" 

Dişini gösteren kazanır ağzını kapat otur. Ağzını açarsan üste çıkar rezil ederiz!

Tam ağzını açmaya yeltenirsin - öyle yetiştirilmemişsin ya- dişlerini göstere göstere rezil ederler ki birdaha yapmayasın. 
Sonra yakıştırmalar, aşağılamalar, arkalarında olan dişlilerin koltuğuna sığınmalarla yok ederler. 
Yok olursun. 

Dişini göstermek eğitim gerektirir ve bu eğitimi ebeveyniniz vermediyse hep susmayı öğrettiyse işte o zaman kalitesiz yaşamın başrol oyuncusu olursunuz. 
Vahşi yaşam gibi biraz, canice biraz da...

İyilik mesajları kuşlar kelebekler böcekler.
Eee?
Bu kadar işte
Sabbah gibi biraz da.
İyilik mesajlarıyla uyuşturup istedikleri gibi şekillendirmek isterler. 
Kötülüğe iyilik er kişinin karı... 
Bla bla bla... 

Çok üzgünüm ama öyle değil işte...

15 Ekim 2021 Cuma

Küçüksün

"Ben küçükken..." 
Sanki artık çok farklı gibi, 
Cümlelere bu şekilde başladıkça kendimi garipserim hep.
Ben küçükken şuna ağlardım mesela... 
Ben şimdide farklı olaylara aynı hisleri yaşattıkça üzülüp ağlıyorum yine.
Bir de doğduğun coğrafyanın kaderini yönlendirmesi, alınganlıklarını, korkularını, sevinçlerini, hüzünlerini yani hissedilen bir çok şeyi farklı formlarda farklı tavırlarda yine aynı yaşatıyor zaten.

Sen hep küçüksün ama saf değilsin. 
Sen hep küçüktün yönlendirilemiyorsun kolay kolay belki de sadece. 
Algıların daha çeşitli isteklerin daha durgun.

Sen hep küçüksün, fiziksel olarak büyürsün biyolojik olarak büyürsün, psikolojik dayanıklılığın artar. 
Üzülürsün de kolay kolay ağlayamazsın mesela... 
Bir de minik ciğerine sigaranın zehirleri değmemiştir mesela.

Sen hep küçüksün. 
Hayal dünyan çizdiğin evlerdeki lambanın dışardan görünmediğini ve birde perde çizmen gerektiğini emreder mesela. İlham perilerini birikimlerinle yönlendirebilmek seni var eder mesela.


Ait Olamayan O Kişi

Hiçbir yere ait olmayan o kişi Hiçbir yere ait olmayan onlarca kişiyi benimser Benimsedi. Az biraz dursa belki nefes akışını hissedebilirdi ...